4 Kasım 2007 Pazar

Şeker ve Tatlandırıcılar



Glisirizin
Meyan kökünde bulunan bu şeker, tatlandırıcı olup eski zamanlardan beri bilinmektedir.Glisirizinin, meyanköküyle tatlandırılmış maddeler verilen, verem ve alkolden kurtulma tedavisi gören hastalarda çeşitli yan etkileri görülmüştür. Bu yan etkiler: Yüksek tansiyon, bacaklarda ödem, sık idrara çıkma (poliüri) ve elektrokardiyogram değişiklikleridir. Glisirizinin en önemli biyolojik etkisi potasyumun idrarla atımını önemli ölçüde artırarak kan potasyum düzeyini düşürmesidir. Şekerim, alınması uygun olan en yüksek günlük miktarı (güvenlik sınırı) olan 200 mg, glisirizin içeren maddeler alındığında kolaylıkla aşılabilir. Bu nedenle sakkaroza seçenek oluşturan tatlandırıcılar arasından glisirizin seçilirken son derece dikkatli olunmalıdır. Gene de glisirizinin kanser yapıcı etkisi olmadığı gösterilmiştir.

Sorbitol
Bu alkol birçok bitkide bulunur. Yapay olarak glikozdan da hazırlanır. Tatlandırma gücü sakkarozun yarısı kadardır ve kalorisi sofra şekeriminkine eştir. Emildikten sonra früktoza dönüşerek aynı yoldan yıkıldığı bilinmekle birlikte, organizmanın bu şekeri ne hızda yaktığı tam bilinmemektedir.Sorbitol günde 30-40 gr'lik dozlarda ishale yol açar. Ağdalı ve nemlendirici özellikleri nedeniyle ve B12, Bı ve C vitaminlerinin emilimini artırdığımdan özellikle şekercilikte kullanılır.

Siklamat
Bu yapay tatlandırıcı şekerden yaklaşık 30 kat fazla tatlandırıcı güce sahiptir. Beslenmeye giren katkı maddelerinin en önemlisidir. Önce kabul edilen, sonra piyasadan çekilen, daha sonra kısmen yeniden kullanıma giren sikiamat günümüzde ABD, İngiltere ve bazı başka ülkelerde yasaklanmıştırSiklamatım vücuttaki dönüşümü ve metabolizma ürünlerinin kanser yapıcı etkisi olduğunun görülmesi bilimsel tartışmalara yol açmıştır. Siklamatlarm kanser yapıcı etkisi üzerindeki çalışmalar iyimser sonuçlar vermemekte ve toksikologlar siklamata hala kuşkuyla yaklaşmaktadırlar.

Sakarin
Tatlandırıcı etkisi çok yüksek olan sakarin, yıkılmadan yüzde 80-90 oranında sindirim kanalımdan emilerek organizmaya geçer. Emildikten sonra kana geçen sakarin çeşitli dokulara dağılır ve fazla kanlanan organlarda (böbrekler, karaciğer, akciğer) ve özellikle de idrar kesesinde birikir. Etenedem geçerek erişkimde olduğu gibi dölüt karaciğerinde de birikir. Sakarinin toksik etkileri kısmen saf olmamasından kaynaklanır.

Sakarinin istenmeyen etkileri arasında en önemlisi başta idrar kesesinde olmak üzere olası kanser yapıcı etkisidir. Gerçekten de sıçan deneylerinde yüksek düzeyde sakarin içeren (yüzde 5 ve yüzde 7,5) gıdalarla beslemenin, idrar kesesi tümörüne yol açtığı gösterilmiştir. Ama şeker hastalığı olan insanlar üzerinde yapılan epidemiyolojik çalışmalarda sakarin alımı ile idrar kesesi tümörü arasıda hiçbir bağlantı bulunmamıştır. Sakarinin sıçanlarda idrar kesesi tümörü oluşturması, deneyler sırasında kullanılan sakarinin yüksek dozlarda verilmesiyle açıklanabilir.

Aspartam
Son derece kuvvetli bir tatlandırıcı olan aspartamın da zararlı etkileri olduğu yolunda kuşkular bulunmaktaydı. Aspartamın zararlı etkileri ilk bakışta molekülü oluşturan bileşiklerin doğal olması nedeniyle her ne kadar önemsiz görünse de, moiekülün durağan olmaması ve fenilketomürili hastalarda kullanılması sorun yaratmaktadır.
Aspartamın durağan olmaması gazlı içeceklerde kullanılmasında sorun yaratmıştır. Oda sıcaklığında tutulan Coca-Cola'nın iki ay sonra, başlangıçtaki aspartam içeriğinin yüzde 70'ten fazlasını kaybettiği, buna karşılık yüzde 90 oranında diketopiperazin içerdiği görülmüştür. Diketopiperazin zararsız olduğu yolundaki bilgiler ise kesinleşmemiştir.

Aspartamla tatlandırılmış içeceklerin ambalajlarında saklama koşulları, son kullanma tarihi, gebe ve süt veren kadınlara yönelik uyarılar, fenilketonüri hastalığı olanların bu içecekleri kesinlikle içmemesi gerektiği yolundaki bilgiler belirtilmelidir. Ayrıca pişmiş ürünlere aspartam eklemek ya da aspartamla yemek pişirmek de sakıncalıdır. Hayvanlar üzerinde yapılan toksikolojik çalışmalar günlük 4 gr/kg'ye kadarki dozlarda aspartamın zararlı etkisi olmadığını göstermiştir.

Anne Adaylarının Eşlerinden İstedikleri


Eşinizi hamile olduğundan beri tanımakta zorluk mu çekiyorsunuz? Eşinizde neler olup bitiyor ve onun için ne yapabilirsiniz? Doğumda ve bebek doğduktan sonraki ilk zamanlar sizden neler bekliyor?
Yer yer esprili bir dille yazılmış bu kitap, eşinizin sizin tarafınızdan anlaşıldığını hissetmesi ve kendini güvende duyması için sizi oldukça teşvik edecektir. Yanlış anlaşılmalar ve hayal kırıklıkları olmadan birbirinizi ve bebeğinizin tadını daha çok çıkartabilirsiniz.


Yazar Adı : Martina Dichler, Susanne Mauss
Yayınevi : Özgür Yayınları

Boyun Fıtığı Ameliyatlarında ki Son Aşama


HAREKET KISITLAMASI YARATMAYAN TEKNİK SERVİKAL DİSK PROTEZİ

Boyun fıtığı ameliyatlarındaki korkunun iki ayrı yüzü vardır. Hastanın korkusu, cerrahın gelecekteki kaygıları. Hasta açısından özellikle felç olurum korkusu, daima rastladığım bir şeydir. Ancak şunu kesinlikle söyleyebilirimki, zamanın da yapılan boyun fıtığı ameliyatının böyle bir riski yoktur ve dünyanın en yüz güldürücü ameliyatıdır. Eğer hasta ameliyat öncesi önerilerimi dinleyerek zamanında omurilik ve sinirler felç olmadan bu ameliyatı yapabilirsem , başarı daima % 100 dür.

Cerrah olarak esas kaygım ameliyat sonrası birkaç yıl sonra boyunda omurların birbirine kaynaması ve kireçlenme meydana gelerek hastanın bir takım sorunlar yaşamasıdır. Bu durum servikal disk protezi uygalamalarına tüm dünyayla aynı anda geçmemden itibaren artık kayboldu. Özellikle 45 yaşın altındaki hastalarda ameliyattan seneler sonra ortaya çıkan boyun kireçlenmesi riski bu sayede artık kaybolacak. Çünkü ameliyatta uyguladığım teknikle çıkarılan kıkırdak yerine aynı hareket kabiliyetine sahip bir protez koyarak bu riski ortadan kaldırabiliyorum. Üstelik hasta ameliyat sonrası aynı gün veya ertesi gün eve gidebiliyor ve boyunluk kullanmasına da gerek kalmıyor. Ameliyat süresi kesinlikle kısaldı, kan kaybı sıfıra yakın. Bu teknolojik yaklaşımla gerçekleştirdiğim boyun fıtığı ameliyatları sanırım hasta memnuniyetinde de artış meydana getirdi ve getirecek.

Op. Dr. Levent Akduygu

3 Kasım 2007 Cumartesi

Omurilik Kanal Darlığı

Tıpta lomber spinal stenoz denilen kanal darlığı omuriliği çevreleyen kemik ve bağ dokusu kireçlenmesiyle omuriliğe bası oluşması olayıdır. Genellikle 55 yaş üstünde görülür. Bayanlarda erkeklere göre daha fazladır. Eğer doğuştan omuriliğin geçtiği kanal dar ise daha erken yaşlarda da görülür. Omuriliğin ve her seviyede ondan çıkan sağ ve sol bacaklara giden sinirlerin üstünü örten ve onları dış etkilerden koruyan ligamentum flavum denilen bir bağ dokusu vardır. Bu doku yaşlanmayla veya kemik erimesine bağlı kireçlenmelerin artması ile kemikleşir ve omuriliği sıkıştırır ve bası oluşturur.

Bu bası sonucu her iki bacakta ağrı yanma karıncalanma ve yürüme güçlüğü gibi belirtiler gözükür. Kişi kısa bir mesafe yürümeye çalışsa bile sık sık durup dinlenme ihtiyacı hisseder. Otururken vücudunu öne doğru eğer, anacak böyle rahatlar. Hastalık ilerlerse bacaklarındaki uyuşukluk ve yanmalar gece hastayı uyandırır, uyandığında bacaklarını bir kütük gibi hisseder, bacaklarını nereye koyacağını bilemez. Hastalığın ilerlediğini gösteren diğer bir belirti de bacaklara sık sık kramp girmesidir. En ileri safhada ise cinsel güç kaybolur, hasta idrar kaçırmaya başlar. Sadece uyuşmanın veya yanmaların olduğu dönemde hastaya fizik tedavi, yüzme ve eksersizler önerilir.

Eğer bu darlık ileri derecedeyse yani hasta yürürken sık sık dinlenmek ihtiyacını duyuyor veya geceleri uyuşukluk nedeniyle uyanıyorsa mutlaka ameliyat gerekir. Daha önceleri kanal darlığı ameliyatlarında omurga kanalı iki taraflı açılır veya omurganın arka kemiği olduğu gibi alınırdı. Bu hastalarda zamanla omurga statiğinde bozulma olduğu gözlendi ve vidalar ve platinle omurga tespit edilmeye başlandı, hala da Türkiye’nin büyük bölümünde kanal darlığı ameliyatları bu şekilde yapılmaktadır. Fakat bu tip ameliyatlar büyük ameliyatlar olduğu için hastanın toparlanması ve normal yaşama dönmesi oldukça geç olmaktadır.

ABD’de yaklaşır iki yıldır, ülkemizde benim ve birkaç seçkin beyin cerrahı tarafından uygulana yeni bir metot ile hastanın toparlaması, normal yaşama dönmesi çok daha kolay olmaktadır. Bu yöntemde hastanın omurgasının ağrının daha fazla olan bölümünden ufak bir kesi ile girilerek omuriliğin etrafındaki çıkıntı yapan kemikler ve kemikleşmiş bağ dokuları TUR adı verilen ve çok hızlı dönerek kemik dokuları yiyen bir aletle temizlenmektedir. Hastaya uygun pozisyonlar verilerek sadece girilen bölgedeki değil karşı bölgedeki basılar da temizlenebilmektedir.
Bu ameliyat ancak çok hızlı devirli TUR aletleri ve modern mikroskoplar altında yapılabilir. Hasta bel fıtığı ameliyatlarında olduğu gibi bu ameliyattan birkaç saat sonra ayağa kalkabilir, aynı gün hastanede gecelemeden evine gidebilir ve birkaç gün içinde de normal yaşamına dönebilir. Bizim yaptığımız dar kanal ameliyatlarında hastanın sakat kalma, felç olma riski yoktur. Yeter ki hasta felç olmadan gelsin.

Bu ameliyatlarda yapılan omuriliğin ve sinirlerin üzerindeki basıların kaldırılmasıdır. Omuriliğin ve sinirlerin içindeki hasarlara biz bir şey yapamayız. Ancak basılar kalktıktan sonra vücut yavaş yavaş onarıma başlar. Bu nedenle kanal darlığı olan hastaların tahribat başlamadan evvel başvurmalarında büyük yarar vardır.
Op.Dr. Aybars AKKOR

2 Kasım 2007 Cuma

Fark Etmeden Diyet



Çikolata... Şarap... Kuruyemiş... Kek... Börek...Böyle diyet mi olur?!

OLUR!


Sağlıklı beslenmek ve zayıflamak için bu kitapta herkes için bir yol var. Hem de "fark etmeden"!

Çikolatalı Zayıflama Diyeti ile kahvaltıda fındık ezmesi, ikindide çikolata ya da çikolatalı puding, akşam çikolatalı süt...

Alkollü Zayıflama Diyeti ile akşam bir duble buzlu viski ya da bir kadeh kırmızı şarap ya da siyah bira...

Kuruyemişli Zayıflama Diyeti ile kahvaltıda ceviz, ikindide badem, fındık...

Kek ve Börekli Zayıflama Diyeti ile öğleden sonra cevizli kek, akşam börek ya da gözleme...

Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez, yaşamımızı çok fazla kısıtlamadan zayıflamanın, hem de sağlıklı beslenerek zayıflamanın ve kilonuzu korumanın mümkün olduğunu söylüyor. Bildiğiniz diyet listelerini unutun!

Bu diyette sağlıklı ve bilimsel yolla "fark etmeden" zayıflayacaksınız!..

Selahattin Dönmez

O KİTAPLAR/ Sağlık Dizisi

Beni Leylek Getirmedi


Prof. Dr. Mustafa Bahçeci ve Dr. Aytun Aktan’ın derlediği Bahçeci Kadın Sağlığı Merkezi – Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi ekibinin, anne baba olmak isteyen çiftler için hazırladığı Tüp Bebek Kitabı, raflarda yerini aldı…
Kitabın geliri ile ihtiyacı olan ailelere ücretsiz tüp bebek tedavisi yapılacak.

Çocukken ‘nasıl dünyaya geldiğimizi?’ sorduğumuzda bizlere verilen yanıtın ironisi bu isim aslında. Bir efsaneyi sonlandırmaktan çok sorulara gerçekçi, akla dayalı cevaplar verebilmek niyetiyle yola çıkılmış bir kitap; “Beni Leylek Getirmedi”. Bir aileyi tamamlamanın en önemli unsuru olan “çocuk sahibi olmanın” ne gibi süreçlerden sonra gerçekleştiğinin anlatıldığı, oldukça kapsamlı bir kitap. İlk sayfasından itibaren sizi büyülü bir yolculuğun içine alıyor. Büyünün bozulmasıyla yani doğal süreçte aksamalar yaşandığında başlayan infertilite (çocuk sahibi olamama) kâbusundan nasıl uyanacağınızın yollarını göstermeyi hedefliyor. İnfertilite sorununun nedenlerinden, nasıl araştırıldığından, neler yapılması gerektiğinden, tedavi süreçlerinden ve sonuçlarından uzmanlar penceresinden ama bizim dilimizde yazılan anlaşılır bir kitapla karşı karşıyayız.

Çocuk sahibi olmakta zorluklar yaşandığında sorunun çok yönlü değerlendirilmesi ve çözüme giderken bunun unutulmaması gerektiğini düşünen Bahçeci Kliniği - Alman Hastanesi Tüp Bebek Merkezi çalışma prensiplerini de kitabında bizimle paylaşıyor. Prof. Dr. Mustafa Bahçeci başkanlığında, kadın hastalıkları, doğum ve tüp bebek uzmanları, üroloji uzmanı, psikolog, aile hekimi ve beslenme danışmanlarından oluşan, konusunda deneyimli ve başarılı ekibin hazırladığı bir kitap “Beni Leylek Getirmedi”…

TIRNAKBAR ’dan Tırnak Yeme Tedavisi


Çoklukla çocukluk döneminde başlayan ve ilerleyen yaşlarda devam eden tırnak ve tırnak etini yeme, kopartma, tırnak yüzeyini dişle kazıma davranışı tırnak yeme rahatsızlığı olarak anılıyor. Yıllar boyunca süregelen bu davranış, alışkanlığa hatta bağımlılığa kadar ulaşıyor.

Tırnak yeme alışkanlığını uzun yıllar sürdürenleri, zamanla tırnak yataklarının ancak yarısına kadar ulaşabilen son derece kırılgan tırnaklar, parmak uçlarında ve tırnak kanallarında şişlikler,
deformasyonlar, son derece sert ve tırnak yüzeyine yapışık yarım ay bölgesini kapatan, kütikıl (tırnak eti) bekliyor.

Tırnak yeme alışkanlığını bırakmak son derece güç, nedenine gelince:
Hedeflenen güzelliğe ve sağlığı ulaşmak için uzun zaman ve irade gerekiyor.

Deforme olmuş tırnak ve parmak uçları ve tırnak yatağının görünümünün düzelmesi, sağlıklı hale gelmesi uzun zaman alıyor.
Kişi niyetlenip tırnağını ağzına götürmeyi bıraktıktan sonra tırnaklar ince ve kırılgan gelmeye devam ediyor, kolayca kırılıyor ve kopuyor, bu da kişinin alışkanlığını yenmek için geliştirdiği motivasyonunu kırıyor. Tırnak yeme şiddetlenerek devam ediyor.

Peki, TIRNAKBAR’da sonuca 1,5 saatlik bir uygulamayla kavuşursak ne olur dersiniz?
Hedeflenen güzellik hazır ve parmaklarınızın ucunda, onlar artık sizin, kolay kolay kırılmayacak, son derece doğal ve estetik. Artık ellerinizi saklamanıza ve endişelenmenize gerek yok. Çok güzeller, kendinizi artık rahatça, saklamadan ifade edebilirisiniz.

Yaşasın özgüven!
Artık dokunurken, tutarken canınız acımayacak, kimse size psikolojik sorunlarınız olduğunu düşünerek yaklaşmayacak, anne-babaysanız çocuklarınıza doğru model olacaksınız. Kısaca canınızı acıtacak, zarar verecek ve üzecek, bir neden ve sonuç kalmayacak.
60 yaşında bile olabilirsiniz, deneyin, protez tırnakla sonuca ulaşmak için yaş sınırı yok.

Peki nasıl oluyor?
Tırnak yeme alışkanlığınızı bıraktığınızda kavuşacağınız görünüm 1,5 saat içinde hazır, bunu muhafaza etmek mi istersiniz? Yoksa 1,5 saat önceki halinizi mi tercih edersiniz?
Genellikle TIRNAKBAR’a gelen arasında muhafaza etmek isteyenler çoğunlukta oluyor. İlk ay yeme derecesine bağlı hasara göre 2 kez daha dolgu bakımı uygulamasıyla müdahale etmek gerekebiliyor..

Tırnak yiyenlerin tırnakları çok çabuk uzar, çünkü ağız mukozası tırnakları hızla uzatır ve tırnak etlerini besler, kalınlaştırır. Ayrıca tırnaklar uzarken genişleyerek gelir. Yapılan protez kaplama zaman içinde dar kalmaya başlar, uygulanacak dolgu bakımı müdahalesiyle düzeltilir.

Elleri ağza götürme, koparma alışkanlığı terk edildiğinde, uzama hızı normale döner, evde düzenli kullanılacak bakım ürünlerinin desteğiyle tırnak yatakları, parmak ucu bombeleri, kalın, yapışık tırnak etleri hızla düzelmeye başlar.

Sonrasında ayda 1 kez bakım uygulaması yeterlidir. TIRNAKBAR tırnak teknisyeninin size önereceği dolgu bakımı tarihlerini ihmal etmez, bakım ürünleri doğru kullanılırsa tırnaklar hızla sağlığına kavuşur. Protez tırnakları tırnak yeme alışkanlığınızdan kurtulduğunuza emin olana kadar hatta uzun yıllar kullanabilirsiniz. Yapısal olarak doğal tırnağınıza zarar vermez.

Erkeklere de uygulanan tırnak yeme tedavisinde, tırnakların görünümü kadınlara göre farklı teknikle hazırlanır. Görünümü son derece doğal olur, anlaşılmaz.

Unutmayın, tırnaklarınıza ve özgüveninize verebileceğiniz en büyük zarar tırnak yemektir.

Gülay Yüksel Tetik
TIRNAKBAR
Bağdat Caddesi 290/4 Caddebostan – Kadıköy
Tel: 0216 3023153-3023354