21 Eylül 2007 Cuma

Zona Hastalığı

Normal sağlıklı kişilerde ve gençlerde nadir görülen artan yaşla birlikte görülme sıklığı artan bu hastalık,kişinin yaşam kalitesini bozan bir virüs hastalığıdır. Günümüzde çok sık görülür ve tedaviye rağmen tekrarlama eğilimi sıktır.

Bu hastalık genelde çocukluk çağında su çiçeği virüsünün (mikrobunun)sinirlere yerleşerek yıllar sonra kendiliğinden büyük bir nedenle de vücudun savunma mekanizması bozulunca tekrarlayan bir hastalıktır.

Daha çok kişinin göğüs ve sırt bölgelerinde görülür. Ender olarak boyun,bel ve baş bölgesinde de görülebilir.Bu hastalık döküntülü bir hastalıktır. Bu döküntüler aşırı ağrılı ve dokunmaya çok hassastır. Hastada ender de olsa ateş ve halsizlik olabilir. Döküntüler yaklaşık 10 gün sonra kabuklanır. Sağlıklı kişilerde 2-3 hafta içinde lezyon kayıp olur. Bazen döküntüler uzun süre etkisini gösterebilir.

Bu hastalığın en rahatsız edici yanı çok şiddetli batıcı ve yanıcı ağrı dokunmakla artan hassasiyettir. Bazen döküntü iyileştikten sonra da uzun süre bu ağrılar devam eder. Bu durumu post herpetik nevralji denir.

Bu hastalık sadece ağrı yapmaz.Kişinin hayatını ve hayati organlarını etkileyen hasarlara da sebep olabilir.

Örneğin baş bölgesinde en çok göz tutulur. Önlem alınmazsa körlüğe gidebilen durumlar olur.

Yine bazen bu hastalıktan dolayı felç gelişebilir. Özellikle döküntünün olduğu ilk 3 ile 5 hafta arasında felç geçirme olasılığı vardır. Bu felç kas güçsüzlüğü şeklindedir.

Bu hastalık sinir sistemini etkileyen ve büyük oranda da orta ve daha çok ileri yaşta görülen bir hastalıktır. Çok basit izah edersem çocukluk çağında bu su çiçeği geçirildiği zaman bu hastalığa sebep olan mikrop sinirlere yerleşir ve ileriki dönemlerde vücut direnci düşünce aktif hale gelir ve hastalık oluşur. Tedaviyle hastalık belirtileri geçer. Fakat vücut direnci düşünce tekrarlama,vücut direncini düşüren en önemli etken aşırı üzüntü,kronik depresyon gibi sinir sistemini zarara uğratan etkenlerdir. Bunun yanında vücut direncini düşüren diğer hastalıklarda (diabet ..vs) bu hastalığın açığa alınmasına neden olur. Bunun için hastalığın tedavisinde hastalığa yol açan mikroba karşı yapılacak tedavinin yanında vücut direncini düşüren etkenlerde mücadele etmek gerekir. Örneğin;depresyonu olan hastanın tedaviye paralel bu durumunun düzeltilmesi gibi.

Tedavide klinik tablonun ağırlığına göre ağızdan veya damardan mikroba karşı olan ilaçlar ve ağrıya yönelik tedavi yapılır. Tedavinin yanında en önemli yapılması gereken vücut direncini arttırmaya yönelik destek tedavisidir. Hastalığın tekrarlamaması için vücut direncinin arttırmak hastalığa yol açan mikrobun yok oması veya inaktif hale gelmesi gerekmektedir. Moral ve vücut direncinin iyi olması bu hastalık için çok önemlidir.

HASTALIĞIN NEDENİ NEDİR ?
Su çiçeği geçiren herkes zona hastalığına yakalanabilir. Çünkü bu iki hastalığa sebep olan virüs aynıdır. Bu virüs insan vücuduna ilk girişinde su çiçeği hastalığına sebep olur. Su çiçeği geçiren kişilerdeki virüs sinir hücrelerinin köklerinde yerleşir. Uzun yıllar hiçbir belirti ve rahatsızlık yapmadan sinir köklerinde kalabilir. Uygun ortam bulduğunda virüs aktive olarak zona hastalığını yapar.

VİRÜSÜN AKTİVE OLMASINA SEBEP OLAN NEDİR?
Temel olarak virüsün aktive olmasında etkili olan sebep vücutta ‘’hastalıklara karşı koyma gücünde’’ (dirençte) meydana gelen azalmalardır. Direncin azalması ile virüs bulunduğu yerde üremeye, sinir kökünden sinirlerin dallarına doğru yayılmaya başlar ve deriye kadar ulaşarak belirtileri oluşturur. Direnç düşmesinde stres, aşırı yorgunluk, yaşlılık, vücuttaki yaralanmalar en sık görülen sebeplerdir. Hastalığın beklenenden şiddetli ve yaygın olduğu durumlarda direnç düşmesinin habis (malign) hastalıklar, AİDS hastalığı, kanser ilaçları ( kanser kemoterapisi ) ve ışın tedavisi (radyoterapi) ile de ilgili olabileceği hatırlanmalıdır.

ZONA HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Belirtiler vücutta orta hattın sağ veya sol tarafında kuşak gibi vücudun tek tarafını saran veya bir hattı izleyen bir alanda gelişen ağrı, iğnelenme, hassasiyet gelişimi ile başlar. Beraberinde hafif ateş ve başağrısı da görülebilir.
Genelde 1-3 gün içinde aynı alanda kızarıklık, kabarcık gelişimi meydana gelir. Bölgedeki kabarcıklar birbirine bitişik içi su dolu hale gelirler (vezikül). Zamanla içi irin dolu hale gelebilirler. Kabarcıkların üzeri açıldığında kurur ve üzeri kabukla kaplanır. İlk oluşumlarından itibaren bu kabarcıkların geçiş süresi 2-3 hafta arasındadır. Ancak ağrı daha uzun süre içinde iyileşmektedir. Bazı hastalarda sadece derideki belirtiler veya sadece ağrı gelişimi ile zona geliştiği görülmüştür.

NE KADAR DEVAM EDER?
Hastalığın deride oluşturduğu kabarcıklar 2-3 hafta içinde iyileşmektedir. Ancak ağrının geçme süresi daha uzun zaman içinde olmakta, bazen kalıcı olabilmektedir.

VÜCUTTA HANGİ DOKU VE ORGANLARA YAYILIR?
Zona hastalığı deri üzerinde görüntüleri ile tanı konan bir hastalıktır. Saçlı deriden ayak ucuna kadar her yerde belirtileri olabilen hastalık en çok göğüs, kalça ve yüzde görülmektedir. Ancak hastalığa dahil olan sinir köklerine göre deri dışında da belirtiler olur. Yüzde meydana gelen zonada ağız içinde kabarcıklar olabileceği akılda tutulmalıdır. Yüzdeki hastalık gözde de virüs yerleşmesine sebep olabileceği için doktorunuz sizi göz doktoru muayenesi için yönlendirecektir.

HASTALIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR?
Zona hastalığı bir kaç hafta içinde kendiliğinden iyileşir. Verilen tedavinin amacı hastanın bu süreyi rahat geçirmesi ve başka istenmeyen hastalıkların gelişmemesidir. Ağrı kesiciler, sulu pansumanlar hastayı rahatlatmak için kullanılmaktadır. Sulu pansumanlar kabarcıkların hızla kurumasına yardımcı olur. Bazı hastalarda ağızdan alınan ‘’asiklovir’’ veya ’’valasiklovir’’ içeren kapsüllerin kullanılması doktor tarafından önerilebilir.
Bu ilaçların kullanımında tedaviye ne kadar erken başlanırsa başarı o kadar iyi olur. Yaygın hastalığı olanlarda, göz tutulumu olanlarda ve ağrısı fazla olanlarda kortizol içeren ilaçlar kullanılabilir. Zona sonrası ağrısı gelişen hastalarda antidepresan ilaçlar ve ağrı kesiciler kullanılabilinir.

Nörolog Doç. Dr. Serdar Dağ

Hiç yorum yok: